Benim söylediklerim, Ermeni olayları konusunda bilgilenmek yerine özeleştiriye ağırlık vermemizi, soykırımı kabul etmemizi ve böylece tabuları yıkmamızı söyleyen "aydın"larımıza değil. Onlar, Ege Cansen"in dediği gibi, “Türkün Türkü yermesi” gibi yüce bir aydın görevi yapıyorlar. Uzun sürecek araştırmalarla yorulmaktansa toplumsal ve kişisel ezikliğimizin yarattığı arabesk duyguları "gerçekler" diye adlandırırlar. Biraz da tartışma ortamının olmadığından, “resmi devlet politikası”ndan şikâyet ederler, tamamdır.
“Türkün Türkten başka dostu yoktur!” diyoruz da, “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur” sözü hala geçerli mi? Türk gerçekten Türk"ü seviyor mu? Biz gerçekten birbirimizin dostu muyuz? Buna bugün cevap verebilmek zor! En ufak bir bahane, ciddi bir sebebe dönüşerek, bizi birbirimize düşürmeye yetiyor. Kardeşlik ve barışın çok önemli olduğu bugünlerde "Ne Mutlu Türk"üm Diyene" sözünü düstur edinerek, aramıza nifak sokmak isteyenlere fırsat vermeyelim!